X

İklim Kriziyle Mücadelede Yeni Bir Yol: Biyoplastik Dönüşümü

Şule Türkyılmaz 24 Nisan 2025

İklim Kriziyle Mücadelede Yeni Bir Yol: Biyoplastik Dönüşümü

Hızlı nüfus artışıyla birlikte kentleşme, sanayileşme ve aşırı teknoloji kullanımının da etkisiyle son dönemlerde çevreye verilen zararlarda gözle görülür bir artış meydana geldi. Bununla beraber, her geçen gün artan orman yangınları, şiddetli kuraklıklar, yıkıcı seller…

Yeryüzünde bulunan tüm canlıları zor durumda bırakan bu afetlerin yaşanmasının aslında tek bir nedeni var: karşı karşıya olduğumuz küresel iklim krizi.

İklim Krizi Nedir?


İklim krizi; küresel ısınma ve iklim değişikliğinin yarattığı çevresel tehditlerin genel adıdır. Sanayileşme, nüfus artışı ve fosil yakıt kullanımındaki artışla birlikte dünya genelinde ortalama sıcaklıklar yükselmesi küresel ısınmayı tetikliyor. Sonuç olarak, tüm canlılar iklim krizinin etkileriyle karşı karşıya kalıyor.

İklim değişikliği; bir yanda aşırı yağışlar ve yıkıcı selleri, diğer yanda ise kuraklık ve su kıtlığını beraberinde getiriyor. Biyolojik çeşitliliğin azalması ve ekosistem dengesinin bozulması ise bu krizin en çarpıcı etkileri arasında.

WWF’e göre, bu sürecin geri döndürülemez bir hâl almaması için ortalama yüzey sıcaklık artışının 1,5°C’nin altında tutulması gerekiyor. Ancak dünyadaki enerji üretiminin yaklaşık %80’i hâlâ fosil yakıtlardan karşılanıyor. Bu da atmosfere sera gazı salımını artırarak krizi derinleştiriyor.

Peki, fosil yakıt tüketimini azaltmak ve bu gidişatı durdurmak için neler yapılabilir?

Plastik Kullanımını Azaltmak Neden Bu Kadar Önemli?

Plastikler, doğaya bıraktığımız en tehlikeli ve kalıcı atıklardan biri. 1862’de icat edilen bu materyal bugün neredeyse hayatımızın her alanında karşımıza çıkıyor: diş fırçalarımız, pet şişeler, telefon kılıflarımız, gözlüklerimiz... Her gün kullandığımız bu ürünler, bireysel olarak plastik ayak izimizi artırıyor.

1950’lerde yılda yalnızca 2 milyon ton plastik üretilirken, bugün bu rakam 350 milyon tonu aştı. Eğer bu üretim ve tüketim hızıyla devam edersek, 2050 yılına geldiğimizde dünya üzerinde 34 milyar ton plastik atık olacağı öngörülüyor. Üstelik, aynı yıl okyanuslardaki plastik miktarının deniz canlılarının toplam ağırlığını geçmesi bekleniyor. Bu durum, ekosistem için geri dönüşü zor bir tehdit anlamına geliyor.

Mikroplastikler: Görünmeyen Büyük Tehlike

Plastik, doğada çözünmesi binlerce yıl sürebilen bir malzeme. Ancak en büyük tehlike, bu atıkların zamanla mikroskobik boyutlara bölünerek doğada uzun süre kalabilen mikroplastiklere dönüşmesi.

Mikroplastiklere; buzullarda, okyanusların en derin noktalarında ve hatta yediğimiz besinlerde bile rastlanıyor. Yapılan araştırmalar, tek bir çamaşır yıkama işleminde yaklaşık 1900 mikroplastik lifin suya karıştığını gösteriyor. Ayrıca kullandığımız birçok kozmetik ürün — şampuan, yüz temizleyici, diş macunu, makyaj malzemeleri — görünmeyen ama zararlı bu parçacıkları taşıyor.

Bu durumun ciddiyeti nedeniyle; ABD, İngiltere, Kanada ve Avustralya gibi ülkeler, kozmetikte kullanılan mikroboncukları yasakladı. 

Biyoplastikler: Gelecek İçin Umut Işığı mı?

Plastik krizine çözüm olarak geliştirilen biyoplastikler, yenilenebilir kaynaklardan üretiliyor ve doğada çok daha kolay çözünüyor. Bu çözümler hem karbon ayak izini azaltıyor hem de geleneksel plastiğe kıyasla çevreye daha az zarar veriyor.

Büyük markalar da bu dönüşüme öncülük ediyor: Procter & Gamble, Danone, Puma, IKEA, Lego, Heinz, Tetra Pak gibi markalar biyoplastik bazlı ürünlerle pazarda yer almaya başladı. Ürünlerin piyasaya sürülmesiyle birlikte, farkındalık da artmaya başladı. Yüksek üretim maliyetlerinin de yakın gelecekte geleneksel plastikle rekabet edebilir düzeye gelmesi bekleniyor.

Avrupa Komisyonu’nun yaptığı araştırmalara göre, Avrupalı tüketicilerin %90’ı çevre dostu ürünleri tercih etme eğiliminde. Ancak burada şeffaflık büyük önem taşıyor. Ürünün ambalajında ne kadar biyobaz içerik bulunduğu, CO₂ tasarrufu miktarı gibi bilgiler açıkça paylaşılmalı.

Küçük Değişiklikler, Büyük Etkiler


Plastik tüketimi yalnızca çevreyi değil, doğrudan insan sağlığını da tehdit ediyor. Günlük alışkanlıklarımızı gözden geçirerek, mikroplastiklerden uzak durmak ve çevre dostu alternatifleri tercih etmek bu krize karşı atılacak ilk adımlar olabilir.

Gelecek için seçim bizim elimizde.
Biyoplastik gibi sürdürülebilir alternatifler, iklim krizine karşı kolektif çözümün önemli bir parçası olabilir.

 

BENZER İÇERİKLER

YAPAY ZEKA DESTEKLİ
MÜŞTERİ DENEYİMİ
PLATFORMU

Dijital varlık yönetiminden yapay zeka destekli satış takibi ve tahminine kadar AI360CX’in tüm özelliklerini hemen inceleyin.

Temel Özellikler